ARABA, insan ve yük taşımada kullanılan, insan veya hayvan gücüyle yürütülen, tekerlekli kara taşıtı. Araba, hayvanların evcilleştirilmesinden sonra icat edilmiştir. Arkeolojik araştırmalar, ilk arabaların MÖ 3500 yıllarında Mezopotamya’da kullanıldığını göstermektedir. Ön Asya’da ise MÖ 3000’den beri araba biliniyordu. İlk arabaların yük taşımaya özgü ve öküzlere çektirilen ilkel taşıma araçları olduğu sanılmaktadır. At, arabaya öküzden sonra koşulmuştur. Araba bir süre sonra savaş aracı niteliği de kazanmış, Mitanniler ile Mısırlılar arasında yapılan savaşlarda savaş arabaları kullanılmıştır. Sümer, Mısır, Asur ve Antik Yunan’daki savaş ve av arabalarının ilk örnekleri iki tekerlekli ve arkası açık araçlardı. Klasik Eskiçağ’da bunlar iki ya da dört atlı yarış ve zafer alayı arabaları olarak kullanıldı. Doğu kavimlerinin akınları batıya yeni teknikler, özellikle atların göğüslük ya da omuz kayışıyla koşulması usulünü getirdi. Ama arabalar uzun süre en basit Roma modellerine uygun kaldı. 15. yüzyıl sonlarında arabalarda suspansiyonun kullanılması çok önemli bir ilerleme sağladı. Bunu “döner ön bölüm”ün icadı izledi. 16. yüzyıl sonlarında İtalya’da arabalara büyük camlar takılmaya başlandı. Osmanlılarda arabaya binme hakkı, Tanzimata dek padişahtan başka yalnız şeyhülislâm ve kazaskere tanındı. Fayton, İstanbul’da koçu arabalarından sonra kullanılan ilk araba çeşididir. Öküzle çekilen koçu arabalarının üstü örtülü, çevresi açık, yanları oymalar ve nakışlarla süslüydü. Paris’ten getirtilen ilk fayton arabasından sonra kupa arabaları, berlin ya da landon denilen kapalı binek arabası İstanbul’a yayıldı. 20. yüzyılda motorlu taşıtların yaygınlaşmasıyla araba önemini yitirdi.