ÂKİF PAŞA, (asıl adı Mehmed Âkif’tir. Bozok’ta dünyaya geldiğinden Bozoklu Âkif Paşa diye tanınır), (21 Aralık 1787 Yozgat - 12 Mart 1845 İskenderiye), devlet adamı ve şair. Ayıntâbizâde Kadı Mahmud Efendi’nin oğludur. Doğduğu kentte özel öğrenim gördükten sonra Yozgat âyanından Çapanzâde Süleyman Bey’in dîvan kâtipliğini yaptı. İstanbul’a gelerek 1814’te Dîvan-ı Hümâyûn kalemine girdi. Önemli memuriyetlerde çalıştı. Vezir rütbesiyle Hariciye ve Mülkiye nâzırlıklarına getirildi (1835-1837).1839’da Abdülmecid’in tahta çıkışından sonra Kocaeli mutasarrıflığına atandı. 1840’ta Edirne’ye sürgüne gönderildiyse de iki yıl sonra Şehzade Abdülhamid’in doğumuyla ilgili olarak sunduğu bir tarih manzumesi üzerine affedilip İstanbul’a döndü. 1844’te gittiği hac dönüşü İskenderiye’de vefat etti. Tanzimat Fermanı’ndaki ilkelere benzer hükümler ilân etmek isteyen II.Mahmud’u, padişahlık hukukunun sınırlanacağı gerekçesiyle önlediği söylenir. Rıza Tevfik, Süleyman Nazif, Ahmet Hamdi Tanpınar ve Mehmet Kaplan, onu tamamen eski tarz dil ve düşüncenin içinde gördüklerinden yenilikçi edebiyat akımından yana olduğu savına karşıdırlar. Namık Kemal de, Âkif Paşa’nın, dilimizde bir çığır açmak istediğini, ama en özen gösterdiği yapıtında bile Acem geleneklerinin arkasından gittiğini belirtir. “Adem Kasidesi” ve küçük yaştaki torununun ölümü üzerine hece ölçüsüyle yazdığı “Mersiye”, en bilinen şiirleri arasındadır. “Tabsıra”sı ve “Şeyh Müştak’a Mektup”u, Namık Kemal ve Ebüzziya Tevfik gibi yazarlarca dîvan nesri anlayışını yıkan yeni düzyazı örneklerinden sayılır. Eserleri: Münşeat-ı El-Hac Âkif Efendi ve Dîvançe : 1843’te yazımı tamamlanan eserde, şiirlerinin yanı sıra saraya ve bazı kişilere bağlılığını göstermek amacıyla kaleme aldığı mektupları yer alır. 1845’te basılan eserin tam ve doğru nüshası İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi’ndedir. 1997’de yeni harflerle de yayımlanmıştır. Tabsıra : Pertev Paşa’yı gözden düşürmek amacıyla kaleme alınmış olup döneminde ilgiyle karşılanmış ve beş kez basımı yapılmıştır. Eseri Âkif Paşa : Âkif Paşa’nın çeşitli mektuplarını içeren eser, şairin ölümünden sonra torunu Âkif Bey tarafından 1873’te yayımlanmıştır. Muharrerât-ı Hususiyye-i Âkif Paşa : Ölümünden sonra 1883’te Ebüzziya Tevfik tarafından yayımlanan eser, şairin sürgünde bulunduğu yerlerden eşine gönderdiği mektupları ihtiva eder. Risaletü’l Firâsiyye ve’s Siyâsiyye : Arapçadan bir çeviri olup bazı ilâveler yapılmıştır. Yayımlanmayan eserin nüshası İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi’ndedir.