ABDAL MUSA, (14. yüzyıl), Anadolu halk mutasavvıfı ve Bektaşîliğin ilk temsilcisi. Anadolu’ya nereden geldiği bilinmediği gibi, yaşamı hakkındaki bilgiler de söylentilere ve kendisinden sonra yazılmış eserlere dayanır. Bir şiirinden Hoylu olduğu anlamı çıkar; ancak başka bir söylentiye göre, Kırk Abdal ile birlikte Buhara’dan gelmiş ve Orhan Bey’in Bursa fethine katılmıştır. Kimi kaynaklara göre mezarı Bursa’dadır, kimi kaynaklara göre ise Antalya’nın Elmalı ilçesinde yaşamış ve orada ölmüştür. Mezarı ve adına kurulmuş Bektaşî tekkesi de Elmalı’da olup bu tekke daha sonra tarikatın önemli merkezlerinden biri olarak kalmıştır. Abdal Musa’yı Alevîlerle beraber Bektaşîler de benimsemiştir. Ahmet Yaşar Ocak ise, onun Kalenderî şeyhi olduğunu ve Hacı Bektaş kültürünü yayarak Bektaşîliğin kurulmasına katkıda bulunduğunu belirtmektedir. Bektaşî ayinlerindeki on iki posttan on birincisi “Abdal Musa Sultan Postu”dur. Kaygusuz Abdal’ın da, Abdal Musa’nın müritlerinden biri olduğu ve ondan icazet aldığı belirtilir. Abdal Musa’ya ait olduğu iddia edilen şiirlerin ona ait olmadığı ve onun şöhretinden yararlanmak isteyen, 16. yüzyılda yaşadığı düşünülen başka birine ait olduğu ileri sürülmüştür.
NEFES
Kim ne bilür bizi nice soydanuz
Ne zerrece oddan ne hod sudanuz
Bizim meftûnumuz ma'rifet söyler
Biz Horasan mülkündeki boydanuz
Yedi deniz bizim keçkülümüzde
Hacım umman ise biz de güldenüz
Hızr ü İlyas bizim yoldaşımızdur
Ne zerrece günden ne hod aydanuz
Yedi tamu bize nevbahar oldu
Sekiz uçmak içindeki köydenüz
Bizim zahmımıza merhem bulunmaz
Biz kader okunda gizli yaydanuz
Tur'da Musa durup münâcât eyler
Neslimizi sorar isen Hoy'danuz
Abdal Musa oldum geldim cihâna
Ârif anlar bizi nice soydanuz
KAYNAK : Abdülbâki Gölpınarlı, Alevî Bektaşî Nefesleri, 2. Baskı, İstanbul 1992, s.23.