AHMED FAKİH, (Hoca Ahmed Fakih ya da Sultan Hoca Fakih adlarıyla da tanınır), (? Horasan - 1221 ya da 1230’dan sonra ?, Konya), 13. yüzyıl tasavvuf şairlerindendir. Yaşamı üzerine kesin bilgi yoktur. Horasan’da doğup Konya’da yaşamıştır. Şair, Mevlânâ’nın babası Bahaeddin Veled’den fıkıh dersi aldığı için “Fakih” lâkabıyla anılır. Hakkındaki bilgiler genellikle Mevlevî ve Bektaşî kaynaklarındaki bilgilere dayalıdır. Gönül coşkusuyla dağlarda dolaştığı, gelecekten haber verme özellikleri olduğu söylenir. Ahmed Fakih’i ve eseri Çarhnâme’yi bilim dünyasına tanıtan M. Fuad Köprülü’dür (1926). Ancak yapılan son araştırmalar, Ahmed Fakih adını taşıyan ve farklı yüzyıllarda yaşayan değişik kişilerin olduğunu ve bunların birbiriyle karıştırıldığını ortaya koymuştur. Osman Fikri Sertkaya ve Semih Tezcan’ın yaptığı araştırmalara göre, türbesinde ölüm tarihi 1221 olarak belirtilen Ahmed Fakih’in, hocası Bahaeddin Veled’in 1228’de Konya’ya geldiği ve 1230’da öldüğü göz önüne alındığında, ölümünün daha ileri bir tarihte olması gerekmektedir. Eserleri: Çarhnâme : Ahmed Fakih’e ait olduğu bildirilen Çarhnâme, 100 beyitlik bir kasidedir. Eserin eldeki tek yazma nüshası, İstanbul Beyazıt Devlet Kitaplığı’ndaki Eğridirli Hacı Kemal’in “Cami’ün-Nezair” adlı nazire mecmuasının içindedir. Ancak 17 beyitin yer aldığı yapraklar kayıp olduğundan 83 beyitlik kısmı eldedir. Eser yeni harflerle Mecdut Mansuroğlu tarafından 1956’da basılmıştır. Eserin düzeltilmiş son basımı, Fahir İz ve Günay Kut tarafından “Başlangıcından Günümüze Kadar Büyük Türk Klasikleri”nde (Cilt 1, s.264) yayımlanmıştır. Aruz vezniyle yazılan ve eski Anadolu Türkçesinin elde bulunan ilk ürünlerinden biri sayılan Çarhnâme, tasavvuf konusunda öğretici bilgileri içerir. Dünyanın fâniliğinden bahseden ve günahlardan kaçınmayı öğütleyen Çarhnâme, halk için yazılmış dinî-ahlâkî bir eserdir. Kitâbu Evsâfı Mesâcidi’ş-Şerife : Mesnevî türünde kaleme alınan eserde şair, hacdan dönerken gördüğü yerleri tanıtır. Tek yazma nüshası Londra British Museum’de bulunan eseri Hasibe Mazıoğlu gün ışığına çıkarıp yeni harflerle basımını yapmıştır (1974). Osman Fikri Sertkaya’ya göre, geçmişte beş Ahmed Fakih’in yaşadığını ve Kitâbu Evsâfı Mesâcidi’ş Şerife’nin, Çarhnâme yazarına ait olmayıp başka birine ait olduğunu ileri sürer.

Zihî gözler ki gözler anı gözler

Ana benzer güzel görmedi gözler

 

Açar yüzin görünir bin sûrette

Sıfâtın fâş ider zâtını gizler

 

Ne kim dilerise kılur cihânda

Kılan hod kendüzi bizise bizler

 

Bizüm gizlü işimüz ana ma’lûm

Katında âşikâre kamu râzlar

 

Fidî olsun ana cân ü gönüller

Anun toprağuna kondı bu yüzler

 

Anun birligine binler tanukdur

Ana getürdi yüzler nice yüzler

 

"Kün" ile âlemi düzdi ademden

Acebdür kılumaz şerhi bu sözler

 

Dükeli kulıdur ol pâdişâhun

Sever yahşiler anı hem yavuzlar

 

Çelebi Ârif’e Eflâkî kuldur

Nasîb ilter cana aybı uruzlar

 

(Mefâ’ilün Mefâ’îlün Fe’ûlün)

 

KAYNAK : Başlangıcından Günümüze Kadar Büyük Türk Klasikleri, 2. Cilt, İstanbul 1986, s.19.