AFOROZ, Hristiyanlıkta, işlenen suçun veya günahın büyüklüğüne göre, suçluyu, günahkârı veya din sapkınını sonsuza kadar lânetleyerek cemaatten kovan (büyük aforoz) ya da günahları bağışlanıncaya kadar ibadet ve ayinlere katılmasını yasaklayan (küçük aforoz) kilise cezası. Yunanca “Aphorizein” sözcüğünden bozularak yaygınlaşan deyimi ilk kez Yahudiler kullandılar. Daha çok “din dışına çıkarma” anlamına gelmekle birlikte “lânetleme” anlamı da taşıyordu. Yahudilikten Katolikliğe geçen bu cezalandırma yöntemi çok çeşitlendi ve özellikle Orta Çağ’da çok etkili bir şekilde kullanıldı. Aforoz etme hakkı, papalık makamının elinde yüzyıllarca önemli bir tehdit aracı oldu. Aforoza uğrayan bir Hristiyan takdis edilemez, kilise ayinlerine katılamaz, o cemaatin mezarlığına gömülemezdi. Çeşitli din adamları, hatta kral ve imparatorlar aforoz edilme korkusuyla papalara boyun eğdiler. Sonraları güçlü kralların bunu umursamamaları, güçlü din adamlarının da aforoza aforozla karşılık vermeleri sonucu önemini yitirdi. Protestanlıkta ise aforoz daha da çeşitlenmiştir. Fakat Protestan ve Katolik aforozları arasındaki fark, birincilerin yalnızca dinî konuları, ikincilerin ise yurttaşlık haklarını da kapsamasıdır.