ÂŞIK GARİP, Azerbaycan ve Anadolu’da çok yaygın olan bir halk hikâyesi ve hikâye kahramanının adı. Hikâyenin kahramanı, şair olduğu ve hikâyede yer alan şiirleri söylediği için, bu macerayı yaşamış bir halk şairinin bulunduğu rivayet edilir. Bir tüccarın oğlu olan Resul, babası Ahmet Hoca’nın ölümünden sonra dalkavukların eline düşer ve bütün servetini tüketir. Hayatını kazanmak için başvurduğu işleri de beceremez, sonunda bir saz şairinin yanına çırak girer. Bir gece rüyasında Hızır Aleyhisselâm ona, Tiflis’te bulunan Şah Sanem’in aşk badesini içirir. Âşık Garip, bu rüyadan sonra ustasına rakip olur. Şah Sanem’i aramaya başlar ve bulur; fakat evlenebilmeleri için kızın babası kırk kese altın ister. Garip, eşinin dostunun yardımlarını geri çevirir, yollara düşer ve Halep’e kadar gider. Bu sırada Şah Sanem’i, babası, akrabasından Şah Velet’e nişanlar. Velet, Garip’in annesine, oğlunu yolda soyguncuların öldürdüğünü duyurur. Şah Sanem bu habere inanmaz, bir bezirgânı Garip’e haberci yollar. Bezirgân, Garip’i bulur. Paşa’nın, Garip’i, kimi kimsesi olmadığından Halep’te alıkoyduğunu öğrenir. Paşadan izin alınır, yolda Hızır yardım eder, Garip, düğünden önce Tiflis’e yetişir. Düğünde sazıyla kendisini tanıtır ve Şah Sanem’e kavuşur.