AKHİLLEUS, (Ahilleus ya da Aşil de denir), Yunan mitolojisinin önemli kişilerinden, Troia Savaşı’nın en büyük Yunanlı kahramanı. Homeros’un İlyada Destanı ile üne kavuşan Akhilleus, Homeros’tan sonra da Roma dönemine kadar birçok ozana ve tragedya yazarına esin kaynağı olmuş ve çok çeşitli anlatımlarla defalarca hayat bulmuştur. Homeros, İlyada Destanı’nda onu çok güçlü, düşmanlarını yıldıran, kimsenin karşı koyamadığı, tanrılara denk bir kişilik olarak betimler; aynı zamanda gururlu, inatçı, alıngan, zalim ve duygusuzdur. Thetis ile Peleus’un oğludur. Yaralanmasını önlemek için annesi tarafından Stiks ırmağına sokulur. Ancak vücudunda yaralanabilecek tek yer olarak, Thetis’in onu suya sokarken tuttuğu topuğu kalır. Hiron’dan ok atmayı, avlanmayı, savaşmayı öğrenerek iyi bir savaşçı eğitimi görür. Kâhin Kalkhas, Troya Savaşı’nda öleceğini bildirdiği halde savaşa katılır. Korkunç bir boğuşma ve Troia surlarının etrafındaki kovalamacanın ardından teke tek dövüşte Hektor’u öldürür; cesedi savaş arabasının arkasına bağlayıp yerlerde sürükledikten sonra kendi çadırına götürür. Daha sonra yanına gelen Hektor’un babası Priamos’a, cesedi gömmesi için teslim eder. Savaş sonrası Akhilleus, Troia kentine girerken Troia Prensi Paris’in attığı ve Tanrı Apollon’un yön verdiği zehirli bir okla, topuğundan vurularak ölür.