AZRAİL, (ölüm meleği de denir), İslâm inancına göre, Tanrı’nın emriyle insanların canını almakla görevli olduğuna inanılan, Tanrı’ya yakın olan dört melekten biri (diğerleri Cebrail, Mikail ve İsrafil). İnanışa göre dünyayı kaplayacak büyüklüktedir, binlerce gözü, dördüncü ya da yedinci kat gökte nurdan bir makamı vardır. Tanrı, Âdem’i yaratmak için Cebrail’i yeryüzünden bir tutam toprak getirmeye gönderir. Yer, günah işleyecek, acı çekecek bir varlığın kendinden bir parça olmasını istemeyip sızlanır. Cebrail acıyarak görevini yapamaz, Tanrı’dan bu görevden affını diler. Tanrı, sırasıyla Mikail’i, İsrafil’i gönderir. Onlar da acırlar, bağışlanmalarını dilerler. Sonunda Azrail gönderilir. Azrail, toprağı acımadan çekip alır, Tanrı katına iletir. Katı yürekliliği dolayısıyla insanların ruhlarını almakla görevlendirilir. Azrail, inananların ruhlarını, bir kaptan su boşaltır gibi, incitmeden, kâfirlerinkini ise sökerek alır. Kur’an’da ve doğru kabul edilen hadislerde Azrail sözcüğüne rastlanmaz. Yalnızca Kur’an’ın Secde sûresinde ölüm meleği’nden söz edilir (melekü’l-mevt). Sözcüğün, halifeler döneminde. Müslüman olan Hristiyan ya da Yahudi bilginleri yoluyla girmiş olabileceği ileri sürülür. Ortaçağ Avrupası’nda Azrail eli oraklı bir ölüm sembolüdür. Türk edebiyatında Yunus Emre ve Âşık Paşa, aynı benzetmeyi değişik biçimde kullanırlar. Dede Korkut Kitabı’ndaki Deli Dumrul öyküsünde ise Azrail bir hikâye kahramanıdır.