AVCILIK, yabanî hayvanları yakalama ve öldürme eylemi. Avcılığın kökeni çok eskilere dayanır. Mağara devri insanları kendilerini korumak, yiyecek ve giyecek gereksinmelerini karşılamak amacıyla yabanî hayvan avlarlardı. Avladıkları hayvanların etlerinden yiyecek olarak yararlanan ilk insanlar, bu hayvanların deri ve postlarından giyecek yaparlardı. İlk insanların mağara duvarlarına çizdikleri av sahneleri bu bulguları kanıtlamaktadır. İlk insanlar avlanırken genellikle tuzak kullanırlardı. Yırtıcı hayvan avı, başlangıçta savunma amacı taşıyordu. Asurluların ve Perslerin ise spor amacıyla avlandıkları bilinmektedir. Sonraları, soyu tükenmekte olan hayvanların avlanmasını önlemek amacıyla avcılık etkinlikleri yasalarla denetim altına alındı. Günümüzde avcılık, kara ve deniz avcılığı olmak üzere iki biçimde yapılmaktadır. Yakın tarihte ortaya çıkan sualtı avcılığı oldukça yaygın bir spor dalı durumuna gelmiştir. Günümüzde ağ, olta, tuzak gibi gereçlerle yapıldığı gibi, tüfekle de avlanılır. Türkiye’de avcılık kulüpleri ve kaymakamlıklardan avcılık tezkeresi alan ve av tüfeği kullanabilmek için gerekli av tüfeği ruhsatı bulunan herkes, özellikle devlet arazisinde özgürce avlanabilir. Her hayvan için avlanma süreleri yasalar uyarınca ayrıca belirlenir. Hayvanların yavruladıkları ve yumurtladıkları dönemlerde avlanmak kesinlikle yasaktır. Türkiye’de av mevsimi, ağustos ve mart ayları arasıdır. Nisan, mayıs, haziran, temmuz ayları, av hayvanlarının kuluçkaya yatma, yavrulama ve yavruların gelişme dönemi olduğundan bu aylarda avlanmak kesinlikle yasaktır. Tarım Orman ve Köy İşleri Bakanlığı’na bağlı Merkez Av Komisyonu, 3167 sayılı Kara Avcılığı Kanunu uyarınca bölgelere, türlere ve koşullara göre avlanma sürelerini, miktarlarını, avı yasaklanmış olan hayvanların listesini, yasaklanan avlanma yöntemlerini, yasak av sahalarını her yıl yeniden düzenleyerek ilân eder. Kurul, nesli tükenmeye yüz tutan hayvanların korunması ve çoğalmalarının sağlanması konusunda gerekli önlemleri almakla yükümlüdür.