ALÂEDDİN KEYKUBAD I, (1192’ye doğru, Konya - 1237 Kayseri), Anadolu Selçuklu sultanı. I.Gıyaseddin Keyhüsrev’in oğludur. Selçuklu Devleti, onun zamanında en parlak çağlarından birini yaşadı (hükümdarlığı 1220-1237). Tahttan uzaklaştırılan babasıyla birlikte küçük yaşta Bizans’ın başkenti Konstantinopolis’e (İstanbul) giderek orada yetişti. Babasının 1205’te yeniden tahta çıkmasından sonra Danişment İli (Tokat) meliki oldu. Ağabeyi İzzeddin Keykavus’un saltanatını tanımayıp isyan ettiyse de başarılı olamadı ve ağabeyine tutsak düştü. Uzun yıllar hapis hayatı yaşadı. Ağabeyinin ölümü üzerine Anadolu Selçuklu tahtına geçti. İlk iş olarak Alaiye (1223) ve Kırım’daki Suğdak limanlarını ele geçirdi. Böylece Akdeniz ve Karadeniz’de iki önemli ticaret limanı, Anadolu Selçuklularının egemenliği altına girdi. Bu iki seferinden sonra, yine Anadolu-Suriye ticaret yolları üzerinde bulunan ve Kilikya Ermeni Krallığı’na bağlı olan Anamur ile Saint-Jean d’Hospitalier şövalyelerinin elinde bulunan Silifke ve Maraş kalelerini fethetti. Ardından, doğuda bulunan Kâhta, Hısn Mansur (Adıyaman) ve Çemişgezek gibi kaleler ele geçirildi. Tahta geçtiği yıllarda başgösteren Moğol tehlikesine karşı bir yandan komşu devletlerle olan dostluk ilişkilerini geliştirirken bir yandan da Moğolların gelebileceği yollar üzerindeki kaleleri ele geçirmeye çalıştı. Eyyubî Hükümdarı Melikü’l Adil’in kızı ile evlenerek (1225) aralarındaki ilişkileri akrabalık derecesine yükseltti. Erzincan’ı ele geçirerek oğlu Keyhüsrev’i buraya melik tayin etti. Bir yıl sonra Erzurum’u da aldı ve buranın surlarını güçlendirdi. Moğol tehlikesine karşı askerî önlemlerin yanı sıra Moğollarla dostluk ilişkileri kurmayı da ihmal etmedi. Verdiği bir şölen sırasında zehirlenerek öldürüldü. Mezarı, Konya’da kendi adıyla anılan caminin yanındaki türbededir. Ulaşıma, ticarete ve bayındırlığa büyük önem veren Keykubad, çok sayıda yol ve kervansaray yaptırdı; şehirleri cami, medrese, hamam ve şifahanelerle donattı. Kudababad (Beyşehir), Keykubadiye (Kayseri), Alaiye ve Alâeddin (Konya) saraylarını yaptırdı. Dönemi, Anadolu Selçuklu Devleti’nin en parlak, en görkemli devirlerinden biri oldu. Daha hayattayken kendine “Uluğ Keykubad” denilmeye başlandı.