ANKARA ANTLAŞMASI, (ilk adı Ankara İtilâfnâmesi), Kurtuluş Savaşı sırasında TBMM Hükûmeti ile Fransa arasında imzalanan antlaşma (20 Ekim 1921). Mondros Ateşkes Antlaşması’ndan sonra Fransızlar, Ermenilerle işbirliği yaparak Türkiye’nin güney bölgelerine egemen olmaya çalıştılarsa da ummadıkları bir direnişle karşılaştılar. Pozantı civarında bir Fransız taburunun esir alınması, Fransa’nın, TBMM Hükûmeti ile yirmi günlük bir ateşkes imzalamasında etkili olmuştu (30 Mayıs 1920). Fransa, 1921 yılı ortalarında TBMM Hükûmeti’yle görüşmelerde bulunma girişiminde bulunan Fransa’nın bu tutumunda, Yunanlılara karşı kazanılan askerî başarılar, Sovyet Rusya ile Moskova Antlaşması’nın imzalanması, İtalyanların Anadolu’dan çekilmeye başlaması ve Ren bölgesinin geleceği konusunda İngiltere’nin Fransa’yı desteklememesi gibi nedenler etkili oldu. Fransa, 9 Haziran 1921’de TBMM Hükûmeti’yle resmî olmayan bir görüşme yapmak üzere, eski bakanlardan Franklin Bouillon’u Ankara’ya gönderdi. Görüşmelere zaman zaman Mustafa Kemal Paşa da katıldı ve bir antlaşma yapılabilmesi için öncelikle Misak-ı Millî’nin tanınması istendi. Görüşmeler, Fransız temsilcinin, Sevr Antlaşması’nı ileri sürmesi üzerine kesildi. Bu sırada Yunanlılar, yeni bir saldırıya hazırlandıklarından, Fransa, bu saldırının sonucunu beklemeye karar verdi. Sakarya Zaferi’nden sonra Türk-Fransız görüşmeleri yeniden başladı. Sonuçta iki ülke arasında Ankara Antlaşması imzalandı. Antlaşmayı Türk tarafı adına Yusuf Kemal Bey (Tengirşenk) ile Fransa adına Franklin Bouillon imzaladılar. Buna göre; antlaşmanın imzalanması ile taraflar arasındaki savaş durumu sona erecek; Fransızlar, güneydeki Türk topraklarını boşaltıp TBMM Hükûmeti’ne teslim edecek; Türkiye-Suriye sınırı, İskenderun Körfezi kıyısında Payas’tan başlayıp Meydan-ı Ekber’e, oradan da Nusaybin ve Cizre’den geçerek Fırat’a ulaşacak, Kilis, Türkiye toprakları içinde kalacak; İskenderun ve Antakya için Fransa, özel bir yönetim kuracak. Buradaki Türk halkının kültürünü geliştirmek için kolaylıklar gösterecek; Suriye’de kalan Caber Kalesi (Osman Gazi’nin dedesi Süleyman Şah’ın mezarı) Türk toprağı sayılacaktı. Ankara Antlaşması ile Irak’a kadar bölge sınırımız belirlendi ve ilk kez bir Batılı ülke, TBMM Hükûmeti’ni tanımış oldu. Güney Cephesi’nin kapanması sonrası buradaki kuvvetler, Batı Cephesi’ne gönderildi. Antlaşmanın koşulları, daha sonra Lozan Barış Antlaşması’nda da aynen kabul edildi.