AMASYA MÜLÂKATI (AMASYA GÖRÜŞMESİ), 20-22 Ekim 1919 tarihlerinde İstanbul Hükûmeti temsilcileriyle Millî Mücadele önderleri arasında Amasya’da yapılan görüşmeler. Sivas Kongresi’ne müdahale etmek isteyen ve Ali Galip hadisesine neden olan Damat Ferit Hükûmeti’nden sonra başa gelen Ali Rıza Paşa Hükûmeti, Millî Mücadele’ye karşı daha uzlaşmacı bir politika izleyerek Bahriye Nâzırı Salih Paşa (Kezrak) ve padişah yaveri Albay Naci Bey’i (Eldeniz), Amasya’da Millî Mücadele önderleriyle görüşme yapmakla görevlendirdi. Toplantıya Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti temsilcisi olarak Mustafa Kemal Paşa, Rauf Bey (Orbay), Bekir Sami Bey (Kunduh) katıldı. Görüşmelerden önce Sivas’ta Şeyh Recep olayı patlak verdi. Şeyh Recep, Sivas Postanesi’ni basıp Salih Paşa’ya ve Mustafa Kemal’e çektiği telgrafta Salih Paşa’ya destek verdiğini, İstanbul Hükûmeti’ne bağlılığını belirtip Salih Paşa’nın Sivas’a gelmesini istedi ve Mustafa Kemal’i tehdit etti. Bu olay, İstanbul Hükûmeti tarafından Mustafa Kemal’in otoritesinin sarsıldığı şeklinde yorumlansa da Mustafa Kemal’in talimatıyla suçlular tutuklandı. Yine aynı şekilde Adapazarı’nda İngilizlerin de desteğiyle bir grup paralı asker, Mustafa Kemal ve Millî Mücadele aleyhinde slogan attılar. Mustafa Kemal’in uyarısı üzerine olay bastırıldı. İngilizlerin ve bazı gazetelerin kışkırtmasına rağmen bu ayaklanmalar ulusal direnişi etkileyecek boyuta taşınmadı. Bu atmosfer içinde yapılan görüşmeler sonucu üçü açık, ikisi gizli beş protokol imzalandı. Buna göre; İstanbul Hükûmeti’yle Millî Mücadele teşkilâtı arasında bir uyumun olduğu; milletvekili seçiminin serbest ve müdahalesiz yapılması gerektiği; Türk vatanının bütünlüğü ve bağımsızlığının korunması gereği; Müslüman olmayan azınlıklara, memleketin siyasî egemenlik ve sosyal dengesini bozacak ayrıcalıklar verilmemesi; Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Derneği’nin hukukî bir kurul olarak İstanbul Hükûmeti tarafından tanınması; İtilâf Devletleri ve Osmanlı Devleti arasındaki barış görüşmelerinde Heyet-i Temsiliye’nin de uygun gördüğü kimselerin yer alması ve Osmanlı Meclis-i Mebusanı’nın İstanbul’da toplanmasının güvenlik bakımından uygun olmadığı konularında anlaşma sağlandı. Bu konulara ek olarak Amasya Protokolü’nde, gizli kalmak kaydıyla; İzmir’deki Yunanlıların boşaltılması için hükûmet tarafından girişimlerde bulunulması, İngiliz Muhipleri Cemiyeti çalışmalarının önlenmesi, zararlı cemiyetlerin çalışmalarına son verilmesi, suç işlemiş olan İttihatçıların yapılacak olan seçimlerde seçilmemelerinin sağlanması konusunda uzlaşmaya varıldı. Yine gizli olan, fakat imzalanmayıp taraflar arasında kabul edilen diğer protokole göre; bazı komutanları Divan-ı Harb’e sevkeden padişah emrinin değişmesi, Malta’ya sürülenlerin İstanbul’a getirilmeye çalışılması, Ermeni suçlularının yargılanmasının Meclis-i Mebusan’a bırakılması, İzmir’in kurtuluşu için gerekiyorsa halkın büyük mitingler düzenlemesine çalışılması, Harbiye ve Dahiliye Nezaretlerince bütün emniyet amirlerinin değiştirilmesi, yabancı destekli dernek ve gazetelerin faaliyetine son verilmesi, ulusal direnişe katılan memurların tayin edilmemesi, Batı Trakya göçlerinin sevk ve naklinin yapılması karara bağlandı. Toplantıya damgasını vuran en önemli konu, Meclis-i Mebusan’ın nerede toplanacağıydı. Mustafa Kemal bunun için Anadolu’da daha güvenli bir yer düşünürken İstanbul Hükûmeti, Meclis’in İstanbul dışında toplanmasını kabul etmedi. Salih Paşa, Amasya’da anlaşmaya varılan konularda hükûmeti ikna edeceğine söz vermesine rağmen en başta, Meclis’in toplanma yerini kabul ettiremedi. Bunun üzerine Mustafa Kemal, Kâzım Paşa (Karabekir) ve Ali Fuat Paşa ve Heyet-i Temsiliye önderleri 16 Kasım 1919’da Samsun’da toplandılar. Komutanlar Toplantısı olarak bilinen toplantıda gerekli önlemler alınarak Meclis’in İstanbul’da toplanmasına ve Paris Barış Konferansı’nda olumsuz bir karar alınması durumunda millî irade için en uygun yola başvurulmasına karar verildi. Amasya Görüşmeleri ile İstanbul Hükûmeti, Millî Mücadele’yi resmen tanımış oldu. İtilâf Devletleri de İstanbul Hükûmeti’ni kullanarak istediklerini elde edemeyeceklerini anladılar. Aynı zamanda Amasya’da yapılan bu görüşmeler ve yapılan anlaşma, halkın Millî Mücadele önderlerine güveninin artmasını sağladı.