ASPENDOS, Antalya’da, Serik kasabasının 18 km kuzeydoğusunda antik kent. Kalıntıları, Köprüsuyu ırmağının sağ kıyısında, bugünkü Balkız Köyü’nün yanındadır. Halk arasında Belkıs Harabeleri de denir. Şehirden kalan en önemli kalıntılar açıkhava tiyatrosu, su kemerleri, agora ve bazilika heykelleridir. İlkçağ coğrafyacılarından Strabon’a göre kenti Argoslular kurdu. Ancak kentin, Helen özellikleri taşımadığı ve bölgedeki diğer kentler gibi adının eski Anadolu adlarından olduğu belirtilmektedir. Diğer eski Anadolu kentleri gibi Aspendos da önce, Pers Hükümdarı I.Darius, daha sonra da Büyük İskender tarafından alındı. Sonra Bergama Krallığı’na katıldı. MÖ 133’te Roma İmparatorluğu’nun egemenliği altına girdi. Kalıntılarından, Aspendos’un bu devirde, Anadolu’nun en zengin ve en ilerlemiş kenti olduğu anlaşılmaktadır. Kent, iki tepe ve bu tepeler ile çay arasındaki düzlükte kurulmuştu. Kentin siyasî ve ticaret merkezi olan Agora bu düzlükte yer alıyordu. Kentin en önemli yapısı, MS 2. yüzyılın ikinci yarısında Antoninuslar döneminde mimar Zenon’un yaptığı tiyatrodur. Bugün de kullanılabilen bu tiyatroda zaman zaman konserler verilmekte, festivaller düzenlenmektedir.