ÂŞIK ÇELEBİ, (asıl adı Pir Mehmed’dir), (1520 Prizren - 1572 Üsküp), şair ve yazar. Şiirlerinde “Âşık” mahlâsını kullandı. Hz.Muhammed’in soyundan geldiği söylenen Bağdatlı bir aileden olup babası Seyyid Ali, çeşitli yerlerde kadılıklarda bulunmuş, edebiyata meraklı bir zattı. Çocukluğu bilgin ve edebiyatçı bir çevrede geçti. İstanbul’da eniştesi Muhiddin Fenârî, Ebusuud Efendi, Taşköprülüzâde, Sürurî gibi ünlü kişilerden ders aldı. Atalarının gelip yerleştiği Bursa’da bir süre mahkeme kâtipliği yaptı; Emîr Sultan vakıflarında mütevelli olarak bulundu. Bu görevinden uzaklaştırılınca İstanbul’da Ebusuud Efendi’nin fetva kâtipliğini, daha sonra Rumeli’nin çeşitli yerlerinde kadılık yaptı. “Meşâirü’ş-Şuarâ” (Şairlerin Duyuları) adlı yapıtını II.Selim’e, Taşköprülüzâde’den Türkçeye çevirdiği “Şakayıku’n-Numaniyye”ye (Manisa Lâlesi) yaptığı “Zeylü’ş-Şakayık” adlı zeyli Sokullu Mehmed Paşa’ya sunan Âşık Çelebi, bunun üzerine Üsküp kadılığına atanmış ve aynı yerde vefat etmiştir. Âşık Çelebi zeki, hoşsohbet, arkadaş canlısı, eğlenceyi seven bir kişiliğe sahip olmasının yanı sıra iyi bir gözlemciydi. Türkçenin dışında Arapça ve Farsçayı çok iyi bilirdi. Düzyazıda olduğu kadar nazımda da oldukça başarılıydı. Sade ve basit bir dille yazdığı şiirlerde ana tema, aşk olmakla birlikte, tasvir yönü çok güçlüdür. Fakat esas ününü, edebiyat tarihi açısından en güvenilir kaynak olan tezkiresiyle yapmıştır. Tezkirede verdiği bilgilerin çoğu, gördüklerine, bildiklerine ve işittiklerine dayalıdır. Eserleri: Dîvan : Tüm şiirlerini topladığı eser, dîvandan çok, bir dîvançe niteliği taşır. Serfçe kadılığı sırasında düzenlediği Dîvan’ın tek nüshası Millet Kütüphanesi’ndedir. Meşâirü’ş-Şuarâ : 1568’de tamamlanmış olup edebiyat tarihimizdeki dördüncü şairler tezkiresidir. Osmanlı şairleri hakkında ayrıntılı bilgileri içeren eser, ebced harflerine göre düzenlenmiştir. Eserdeki şair sayısı, nüshalarına göre 324-360 civarındadır. 1971’de Londra’da G.M. Meredith Owens tarafından yayımlanmıştır. Ravzatü’ş-Şühedâ : Hüseyin Vâiz Kâşifî’nin aynı adlı eserinin Türkçe tercümesi olup konusu, Hz.Hüseyin’in Kerbelâ’da şehit edilmesi olayıdır. Tesbit olunan üç nüshadan ikisi Süleymaniye Kütüphanesi ve Beyazıt Devlet Kütüphanesi’ndedir. Şakayıku’n-Numaniyye: Taşköprülüzâde’nin aynı adı taşıyan Arapça eserinin Türkçe çevirisidir. Nüshaları ele geçmemiştir. Tercümetü’t-Tibri’l-Mesbuk fî Nasihati’l-Mülûk : Gazâlî’nin, Sultan Sencer’in emri üzerine, huzurunda geçen konuşmaları Farsça olarak yazdığı kitabın Arapça tercümesinden Türkçeye çeviridir. Bir nüshası Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi’ndedir. Şehrengîz-i Bursa : 1541’de yazılan eser, Bursa güzellerini ve güzelliklerini tanıtır. Eserin nüshasına henüz rastlanmamıştır. Bunların dışında Şerh-i Ehadîs-i Erbain, Zeylü’ş-Şakayık, Sigetvarnâme, Mecmua-i Sükûk adlı eserleri de vardır.