ANLAM, (mana da denir), bir dilsel birimin aktardığı veya zihinde uyandırdığı kavram, tasarım, düşünce, içerik. Dilbilim açısından sözcükler, bir ses topluluğu olmalarının dışında belli bir anlam yüklenmiş birimler olarak ele alınır. Hiçbir anlamı olmayan ses gruplarına sözcük denilmez. Sözcükler kullanılışlarına göre çeşitli anlamlar taşırlar. Sözcüğün anlattığı ilk ve asıl kavrama temel anlam denir. Öteki anlamlar, temel anlama (gerçek anlam, öz anlam) bağlandığı için buna kavram çekirdeği de denilir. Temel anlama bağlı olarak kullanış sonucu ortaya çıkan yeni kavramlara ise yan anlamlar, başka deyişle (mecazi anlamlar) denir. Sözgelimi “göz” sözcüğünün temel anlamı “görme organı”dır. Mecazi (yan) anlamları ise şunlardır: Kaynak (su), delik (iğne vb.), bölme, ağacın tomurcuklu yeri, nazar. Bu yan anlamlar göz sözcüğünün çeşitli kullanılış biçimlerinden doğmuştur. Çağdaş anlambilim, sözcüğün anlam çerçevesini dört ayrı açıdan değerlendirmektedir: Temel anlam, yan anlamlar, tasavvurlar, duygu değeri. Bu sınıflamaya göre sözcüğün temel ve yan anlamlarından başka tasavvurlara ve duygulara bağlı anlamları da göz önünde tutulmalıdır. Çünkü tasavvura ve duygu değerine bağlı anlamlar toplumdan topluma, kişiden kişiye değişebilen anlamlardır.

ANLAM-SÖZÜN ANLAMI

 

Sözün Anlamı

Söz: En az iki sözcükten oluşmuş sözcük öbekleridir. Bu bölümde, kalıplaşmış ve özgün sözü tanıyıp bunların anlamsal özelliklerini belirleyeceğiz.

Kalıplaşmış Sözün Anlamı: Tüm insanların zihninde aynı tasarımı ve çağrışımı uyandıran herkesin bildiği, kullandığı sözlerdir.

Deyimler: Birden çok sözcüğün, temel anlamlarından uzaklaşarak yeni bir kavramı, duyguyu, durumu, olayı belirtmek amacıyla oluşturduğu etkili ve hoş kalıplardır.

Deyimlerin Özellikleri

·      Deyimler mecaz anlamlıdır.

·      Deyimi oluşturan sözcükler temel anlamıyla algılanmaz.

       gözden düşmek

       deyim anlamı: değerini yitirmek

·      Sözcükleri değiştirilemez. Kalıplaşmıştır.

 

“Bir içim su” deyimi yerine “bir yudum su” diyemeyiz.

Bazı deyimlerde sözcüğün değiştirilmesi, anlamı tamamen değiştirir.

Başından atmak                     ® Bir kimseyi yanından uzaklaştırmak

Kafadan atmak                       ® Rastgele söz söylemek

Deyimler farklı biçimlerde oluşur.

Sözcük öbeği biçiminde olanlar

Kulağı delik                            ® (iyelik öbeği)

Darısı başına                          ® (iyelik öbeği)

Ateş pahası                            ® (ad tamlaması)

Acemi çaylak                          ® (sıfat tamlaması)

Açık fikirli                                ® (sıfat tamlaması)

Çekimlenebilir (mastar biçiminde) olanlar

Sırt çevirmek

Ateşle oynamak

Boy göstermek

El koymak

Gönlünün dümeni bozuk olmak

Tümce biçiminde olanlar

Dam üstünde saksağan vur beline kazmayı.

Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olmak.

Atı alan Üsküdar’ı geçti.

Yorgan gitti kavga bitti.

 

Tümce biçimindeki deyimlerle atasözleri karıştırılmamalıdır. Deyimler belirli durumlar için kullanılır. Genel yargı bildirmez, özel durumlar için kullanılır.

 

Mum dibine ışık vermez.(atasözü)

Genel yargı bildirmektedir.

Deyimlerin bazıları uyaklıdır.

Doluya koydum almadı, boşa koydum dolmadı.

Ya bu deveyi gütmeli, ya bu diyardan gitmeli.

Havada bulut, sen onu unut.

Bazı deyimler öykücük biçimindedir.

Tencere dibin kara, seninki benden kara.

 

Deyimler, bir duyguyu, durumu, bir olayı, o an yaşanılanı dile getirmek için kullanılan hoş sözlerdir. Durum, olay ve duyguları etkileyici bir biçimde aktarırlar.

 

Örnek:

Birbiriyle çok yakın, sıkı fıkı ahbap olanlar için,

“Aralarından su sızmıyor” deriz.

Sözünü etmeye değmeyecek kadar küçük, önemsiz bir kusuru olanlara

 “O kadar kusur, kadı kızında da olur.” deyimini kullanırız.

Bu da anlatımı hoş ve çekici duruma getirir.

Bazı deyimler gerçek anlamlıdır.

Alan razı, satan razı

Hem suçlu, hem güçlü

 

Çoğu gitti, az kaldı

Dosta, düşmana karşı

 

İkileme

İki sözcüğün yan yana gelerek kalıplaşmasıyla oluşan öbeklerdir.

İkilemeler aşağıdaki yöntemlerle oluşturulur.

a) Aynı sözcüğün yinelenmesiyle

uzun uzun, birer birer, sık sık, az az…

b) Eş ya da yakın anlamlı sözcüklerle

açık saçık, borç harç, değiş tokuş, yalan yanlış…

c) Zıt anlamlı sözcüklerle

sabah akşam, gece gündüz, az çok, ileri geri, aşağı yukarı, er geç…

d) Biri anlamlı, diğeri anlamsız sözcüklerle

eğri büğrü, eski püskü, sıkı fıkı, süs püs…

e) İkisi de anlamsız sözcüklerle

ıvır zıvır, cangıl cungul, abuk sabuk,

f) “m” ünsüzü eklenmesiyle

para (m)ara, soru (m)oru, kapı (m)apı, ev (m)ev…

g) Yansıma sözcüklerle

şırıl şırıl, zırt pırt, cart curt, çatır çutur, pat küt, paldır küldür…

- Yalan yanlış sözleri ona güvenimi azalttı.

     sıfat             ad

(ikileme sıfat görevinde)

- Hırsız, yalan yanlış konuştu.

               belirteç       eylem

(ikileme belirteç görevinde)

·      İkilemelerin arasına herhangi bir noktalama işareti konmaz.

·      İkilemeler her zaman ayrı yazılır.

·      İkilemeyi oluşturan sözcükler tümcede sıfat veya belirteç görevine girer.

 

Genel  ve Özel Anlamlı Sözcükler

Genel Anlamlı Sözcükler: Aynı türden çok sayıda varlığı karşılayan,                  nesneleri topluca belirten sözcüklerdir.

Özel Anlamlı Sözcükler: Varlıkları tek olarak düşündüren, genele ait                  olmayan  kavramlardır.

Canlı                           genelden

 ¯

bitki

  ¯

çiçek

  ¯

gül

  ¯

beyaz gül                     özele

Bu roman benim dünyamı değiştirdi. (özel anlam)

Romanlar, insan dünyasını etkileyen bir türdür.

(Bütün romanlar anlamında genel anlamlıdır.)

       Terim

       Özel alanlardaki kavramlara verilen addır. Bilim, sanat, spor, teknik, meslek  gibi alanlarla ilgili kavramlardır.

·      Terimler genel olarak tek anlamlı ögelerdir ve kesin anlamlıdır.

·      Gerçek anlamlıdır.

·      Bazıları dildeki sözcüklere yeni anlamlar yüklenerek oluşturulmuştur.

Örnek:

Köprü ® dişçilik terimi

- Arka dişlerime köprü yaptırdım.

sahne ® tiyatro terimi

- Oyunun ikinci sahnesinin birinci perdesini çok beğendim.

ağız ® dilbilimi

- Güneydoğu ağzıyla konuşuyor.

Atom, molekül ® kimya

Meridyen, dönence ® coğrafya

n     Bazı terimler tamlama biçimindedir.

Doğru orantı, eşkenar üçgen, açık oturum, dolaylı tümleç