ANITKABİR, Atatürk’ün Ankara Rasattepe’deki anıtmezarı. Mimarî tasarımı, Mart 1942’de sona eren uluslararası bir yarışma sonucu ortaya çıktı. Yapılan yarışmada Prof.Emin Onat ile Doç.Orhan Arda’nın projesinin uygulanmasına karar verildi. Yapımına 1944’te başlandı ve 1953’te tamamlandı. Aslanlı Yol, avlu ya da Zafer Alanı ve Şeref Salonu olmak üzere üç ana bölümden oluşan anıt, Ankara’nın, Ankara Kalesi’nin bulunduğu tepeden sonra ikinci en yüksek yeri olan Rasattepe’de kuruldu. Giriş yolunun iki yanı aslan heykelleri ve meşalelerle süslüdür. Zafer alanı, yolu asıl anıta bağlayan bölümdür; çevresinde sekiz kule vardır ve her birine Kurtuluş Savaşı ile ilgili bir ad verilmiştir. 20 metre yükseklikte ve 30 metre genişlikteki şeref salonunun gerisindeki pencerenin önünde lâhit yer alır. Atatürk’ün asıl mezarı, bu simgesel lâhdin tam altındadır. İsmet İnönü, Cemal Gürsel ve 27 Mayıs şehitleri de Anıtkabir çevresine defnedilmiştir. Anıtkabir’de Misak-ı Millî Kulesi’yle İnkılâp Müzesi arasındaki salonda 1960’ta düzenlenen ve Atatürk’ün giysileri, türlü armağanlar ve anıların sergilendiği bir müze vardır. Atatürk’ün Çankaya’daki 3113 kitaptan oluşan özel kitaplığı da 1967’de İnkılâp Kulesi’ne taşınmıştır. Ayrıca yine Anıtkabir’de Atatürk’le ilgili olan yerli yabancı yayınları bir araya toplamak için bir uzmanlık kitaplığı ve arşivi bulunur. Anıtkabir’in Yapılışı Çalışmaları: Atatürk’ün cenazesi, yaşama gözlerini yumduğu İstanbul’daki Dolmabahçe Sarayı’ndan alınarak Ankara’ya getirilmiş ve burada Etnografya Müzesi’ne konmuştu. Yapımına 1944’te başlanan Anıtkabir, çeşitli nedenler yüzünden dokuz yılda tamamlandı ve Atatürk’ün naaşı, 10 Kasım 1953 günü buraya taşındı. Anıttepe, Ankara İstasyonu’nun güneyinde, 45 metre yükseklikte, kentin her noktasından görülebilecek konumdadır. Atatürk’ün naaşı, Etnografya Müzesi’ndeki geçici kabrine konulduktan sonra, bir anıtkabir yapılmak üzere çalışmalara geçildi ve uluslararası bir yarışma düzenlendi. Ayrıca, uluslararası düzeyde başarılar kazanmış mimar ve sanatçılardan oluşan bir de jüri seçildi. 2 Mart 1942’de sona eren yarışmaya 49 proje gönderildi. 23 Mart 1942’de toplanan jüri, Ord.Prof. Emin Onat ve Doç.Orhan Arda, Alman Profesör Johannes Krüger, İtalyan Profesör Arnoldo Feschini’nin projelerini, aynı değerde görerek her üçünü de birinciliğe lâyık gördü ve bu projelerden Prof.Emin Onat ile Doç.Orhan Arda’ya ait olanını uygulamaya karar verdi ve bugünkü görkemli yapıt, onların tasarımıyla gerçekleşti. Yapısı: Yapıda kullanılan taşlar Çankırı çevresinden getirildi. Bu taş, sarı ve açık kurşunî renkte olup çok sayıda Roma anıtında da aynı tür taş kullanılmıştır. Başlıca özelliği, gösterişli oluşu ve dayanıklılığıdır. Şeref Salonu’nun duvarları, Bilecik’ten getirilen mermerlerle kaplanmıştır. Salona girişin karşısında bulunan büyük pencerenin önüne yerleştirilmiş lâhdin mermeri ise, Adana’nın Osmaniye ilçesinden getirilmiştir. Lâhit, uzunluğu 4.20 m, genişliği 1.60 metre ve 42 ton ağırlığındadır. Bölümleri: Anıtkabir Alanı’na geniş bir merdivenle girilir. Merdivenin iki yanında iki taş kule yükselir. Kulelerden birine Hürriyet Kulesi, diğerine İstiklâl Kulesi adları verilmiştir. Bunların içine, Atatürk’ün istiklâl ve hürriyetle ilgili sözleri altın yaldızlarla yazılmıştır. Kulelerin ön tarafına üç grup yontu yerleştirilmiştir. Aslanlı Yol, Zafer Alanı ve Şeref Salonu olmak üzere üç bölüme ayrılan Anıtkabir çevresinde on kule sıralanmıştır. Bu kuleler, Hürriyet, İstiklâl, Müdafaa-i Hukuk, Cumhuriyet, İnkılâp, 23 Nisan, Barış, Zafer, Misak-ı Millî ve Mehmetçik adlarını taşır. Çıkış yolundan sonra, 250 metre uzunlukta olan Aslanlı Yol’dan geçilir. Yolun iki yanında sıra sıra aslan yontuları ve meşaleler; bu yolun sonunda bir basamak, basamaktan sonra da Zafer Alanı yer alır. Zafer Alanı’nın boyu 130 metre, eni 80 metredir. Zafer Alanı’nın solunda, Anıtkabir’in ana yapısının sağ dış duvarında, Atatürk’ün Gençliğe Hitabı, solunda da Onuncu Yıl Nutku yazılıdır. Ayrıca, Anıtkabir’e çıkan merdivenlerde Atatürk’ün bir kabartması vardır. Atatürk’ün Yattığı Yer: Şeref Salonu’na 33 basamaklı bir merdivenle çıkılır. Burası, 20 metre yükseklikte, eni 32, boyu 60 metre olan bir salondur. Mozaiklerle, Anadolu el sanatları geleneklerini yansıtan motifler işlenmiştir. Lâhdin arkasındaki pencerenin bulunduğu duvara Atatürk’ün özdeyişleri yazılmıştır. Naaş, lâhdin tam altında, toprağın içindeki kabirdedir. Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi: Anıtkabir’de Atatürk’ün mozolesinin bulunduğu şeref salonunun altında bulunan 3 bin metrekarelik sütunlu alanda kurulan Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi’nde, özellikle farklı sergileme teknikleri ile Çanakkale, Sakarya, Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Muharebeleri, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yılları ve Atatürk dönemi çarpıcı biçimde sunulmaktadır. Tören alanından Anıt bloğuna doğru bakıldığında, sağda yer alan Misak-ı Millî Kulesi’nin kapısından girilen ve üç ana bölümden oluşan müzenin birinci bölümünde Atatürk’ün özel eşyaları sergilenmekte; ikinci bölümde panorama ve yağlı boya tablolarla Çanakkale Muharebeleri ile Kurtuluş Savaşı; üçüncü bölümde ayrı ayrı tonozlarda Millî Mücadele ve devrimler anlatılmaktadır. Misak-ı Millî ve İnkilâp Kuleleri arasındaki ilk bölümde bulunan ve Atatürk’ün özel eşyalarının sergilendiği Atatürk Müzesi, yeni sergileme teknikleriyle düzenlenerek ve diğer bölümlerle birleştirilerek, “Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi” adı verilmiştir. İlk olarak 21 Haziran 1960’ta açılan bu bölümde Atatürk’ün kullandığı eşyalar yanı sıra kendisine yabancı devlet adamları tarafından hediye edilen eşyalar sergilenmektedir. Müzede Atatürk’ün manevî evlâtlarından A.Âfet İnan, Rukiye Erkin, Sabiha Gökçen’in müzeye hediye ettikleri Atatürk’e ait eşyalar yer almaktadır. Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi’nin ikinci bölümünde Çanakkale Savaşı, Sakarya Meydan Muharebesi ve Büyük Taarruz’u konu alan üç panorama, hemen önündeki başka bir alanda üç boyutlu bir etkiye büründürülmüştür. Bu alanda, düzenlemelerde kullanılan savaş objeleri ve maketlerle, muharebelerin geçtiği yerler ve dönem, aslına uygun olarak yeniden canlandırılmıştır. Türkiye’de ilk kez uygulanan bu teknikle, müzede ziyaretçilere Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna giden yolda yaşanan güçlükler hissettirilmeye çalışılmakta; ayrıca, başta Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, Kurtuluş Savaşı’na katılan komutanların portreleri ile kurtuluş mücadelesinde çeşitli alanların resmedildiği büyük boyutlu tablolar sergilenmektedir. Müzenin üçüncü bölümü, Panorama Bölümü’nü çevreleyen koridordaki 18 tonozda yer alan tematik sergi alanlarından oluşmaktadır. 1919-1938 arasında, Atatürk dönemine ilişkin olayların anlatıldığı Tonoz Müzeler, Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi’ne farklı bir atmosfer kazandırmaktadır. Mozolenin bulunduğu şeref salonunu ayakta tutan Sütunlu Salon ile Anıtkabir’in temel duvarları arasında kalan koridorda yer alan ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanları’ndan ebediyete intikal edenlerin defnedilmesi amacıyla inşa edilen, ancak kullanılmayan tonozlu odacıklardaki vitrin düzenlemelerinde Kurtuluş Savaşı ve Atatürk Devrimleri’ne ilişkin 3 bin kadar fotoğraf ile bunların Türkçe ve İngilizce açıklamalarına yer verilmektedir. Ayrıca Tonoz Müzelerin bulunduğu koridor boyunca Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasında büyük hizmetleri görülen asker-sivil 20 kahramanın büstü ve kısa özgeçmişleri yer almaktadır. Müzenin sunduğu yeniliklerden biri de, ziyaretçilerin müze ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna ilişkin bilgileri alabilmesi için oluşturulan ve farklı dillerde hazırlanan sesli tanıtım sistemidir. Ziyaretçiler kulaklık yardımıyla 5 farklı dildeki ses kayıtlarından müze ve olaylar hakkında bilgi alabilmektedir. Ayrıca müze içinde bedensel engelli ziyaretçiler için özel bir asansör sistemi de bulunmaktadır.