ALİ AZİZ EFENDİ (GİRİTLİ), (1749 ? Kandiye/Girit - 2 Ekim 1798 Berlin),
mutasavvıf, şair. Yaşamıyla ilgili bilgiler sınırlıdır. 49 yaşında öldüğüne
göre, 1749 yıllarında doğduğu tahmin edilmektedir. Öğrenimini Girit’te
tamamladıktan sonra İstanbul’a geldi. Hassa silâhşorluğu görevinden sonra
Dîvan-ı Hümayun hâceliği yaptı. Valide Kethüdası Yusuf Ağa’ya intisap ettikten
sonra Sakız mutasarrıflığı vergi muhassıllığına atandı. Bu arada iki yıl
süreyle Belgrad’da emlâk satış memuriyetinde bulundu. 1796’da ilk daimî elçi
sıfatıyla Prusya’ya gönderildi; elçilik göreviyle gittiği Berlin’de vefat etti
ve orada defnedildi. Manzum ve mensur eserlerinde yer yer yaşam öyküsü ve
mizacına ilişkin bilgilere rastlanır. Şiirlerinde Aziz mahlâsını kullanan Ali
Aziz Efendi’nin, Farsçayı çok iyi bildiği ve Farsça 40.000 beyitin ezberinde
olduğu ifade edilir. Eserleri: Dîvan : Çoğu tasavvufla ilgili şiirlerinden
derlediği küçük hacimli bir eserdir. Halen Süleymaniye Kütüphanesi’nde bulunan
bir yazma nüshası, 1 na’t, 1 tevhid ve 31 gazelden oluşmuştur. Muhayyelât : En
tanınmış eseri olup bu eserle ünlenmiştir. “Muhayyelât-ı Aziz Efendi” adıyla
1852-1873 yılları arasında beş kez yayımlanması, esere olan ilginin bir
kanıtıdır. Yazarın, “Hayâl” adını verdiği üç bölümden oluşan eserin dili sade,
üslubu açıktır. Hikâyeler, değişik zaman ve mekânlarda geçmekle beraber 18.
yüzyıl İstanbul’unun saray hayatından kesitler taşır. Eserin ikinci bölümü
1884’te İngilizceye çevrilmiş, 1973’te de eserin tümü, Ahmet Kabaklı tarafından
sadeleştirilerek yeni harflerle yayımlanmıştır. Vâridât : “Vâridât-ı İlâhiyye”
adıyla da anılır. Tasavvufla ilgili olup, tasavvufa ilişkin bazı söz ve
kavramlara açıklık getirmek amacıyla kaleme alınmıştır. Yazma bir nüshası,
Marmara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Kütüphanesi’ndedir. Eser, 1990’da
Almancaya da çevrilmiştir. Ayrıca, 1873’te Sandık dergisinde Gülşen-i Sıhhat
adlı uzun bir şiiri yayımlanmıştır.